İzmir Düğün Fotoğrafçısı Olmak

Fotoğrafçılık sanatı ortaya çıktığında resimden farklı olduğu ve görüntüyü kâğıda aktarılması bakımından büyük yenilik getirmiştir. Çoğu kişi fotoğrafçılık ve ressamlık arasındaki farkları tartışırlar. Aslıda bu tartışmanın basit bir cevabı vardır. Fotoğraf ışıkla çizim anlamına gelmektedir. Işık yardımıyla görüntüye sahip olunur. Resim ise çizim ve uzun bir süre çalışılması gereken eser anlamına gelir. Resim belirli teknik ve boyalarla çizilir. Yani fotoğraf çekilir, resim ise çizilir.

İzmir Düğün fotoğrafçısı

Sanatın ayrı bir dalına sahip olma isteğidir. Çünkü Düğün fotoğrafçısı fotoğraf çekim mekânını, gelin ve damat çiftini ve fotoğraf sanatını birleştirip fotoğraf karesi çıkartmak zorundadır. Çektiği fotoğrafların birbirine benzemesi gerekir. Her fotoğrafta ayrı bir sanat dalı icra etmek gerekir ki fotoğrafçı olmanın zor tarafı da işte budur.

Düğün fotoğrafçısı olabilmek için fotoğraf mekânlarını çok iyi bilmek gerekir. Düğün fotoğraf çekimi yapmak için uygun mekânları seçerken gelin ve damat çiftinin arzu ve istekleri göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca mekânı çiftin ruhuna uygun olması ve onları temsil etmesi de gerekir.

Fotoğraf çekimi için tercih edilecek yerde hava şartlarını da göz önünde bulundurmakta fayda vardır. Fotoğrafın ana kaynağı ışıktır. Güneş altında çekilen fotoğraflardan elde edilen performans yapay ışıktan çok daha fazladır. En güzel ışık kaynağının olduğu ve mükemmel fotoğrafların çıktığı vakitlerden bahsetmekte fayda var. Sabahın ilk saatleri fotoğraf çekimi için ideal bir zamandır. Bu süre saat 10’a kadar devam eder. Fotoğraflarda kötü sonuçların çıktığı vakit ise öğle vaktidir. Çünkü güneş tam üzerimizdedir. Fotoğraflarda insanların gözleri ve yanaklarının altlarında büyük karanlık noktalar oluşur. Fotoğrafa bakıldığında bir iticilik görürsünüz. Ama bunun sebebini açıklayamazsınız. Asıl sebep güneş ışığı dikkate alınmadan yapılmıştır. Sonuçlar her ne kadar güzel olsa da fotoğrafta hep bireylerin eksik olduğunu düşünürsünüz.

Fotoğraf çekimi için en güzel vakitlerden birisi de 3 ila güneş batımına kadar olan süredir. Artık güneş yatay porsiyona gelmiştir. Bu sürede yeşil ve mavi renklerin tonlarında inanılmaz değişimler olmaktadır. İşte bu değişimlerdeki en büyük etken olan güneş ışınlarını insanların üzerinde kullandığınızda, bazı zamanlarda harici ışık yardımıyla fotoğraflarınızı tamamladığınızda çıkan sonuçlara inanamayacaksanız.

Fotoğrafçı olmak eline bir makine alıp gelin ve damat çekmekten ibaret değildir. Çiftlerle doğru bir iletişim kurmak gerekir. Ayrıca istek ve arzuları doğru değerlendirilip istenilen sonuçları çiftlere verilmesi gerekir. Yanlış istek ve kararlarda makul ve tatmin edici açıklamalar yapılması gerekir. İşte bu şekilde devam eden bir meslek anlayışı bir müddet sonra sanata dönüşür ve insanların mutlulukları ön planda olan bir sanat icra edilir. Fotoğrafçı işte böyle olunur…